top of page

Her Şey Defteri’m Üzerine

  • Yazarın fotoğrafı: Hüma
    Hüma
  • 5 May
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 19 May


Notion'daki "Her Şey Defteri'm"in girişi. Üstte hissiyatını beğendiğim, pinterestten bulduğum bir görsel var. Altta da bu ismin ilham kaynağından ve bu Her Şey Defteri'nin amacından bahsediyorum.
Notion'daki "Her Şey Defteri'm"in girişi. Üstte hissiyatını beğendiğim, pinterestten bulduğum bir görsel var. Altta da bu ismin ilham kaynağından ve bu Her Şey Defteri'nin amacından bahsediyorum.

Bazen algoritmalar içinde yaşamak o kadar da kötü gelmiyor... Yıllardır özenle kürate ettiğim/edilmiş Youtube hesabımın bana önerdiği estetik videolar beni mutlu ediyor. Bir balon içinde yaşıyor olabilirim, en azından Youtube ve diğer sosyal medyalar içinde, ama youtube hesabımın sevdiğim konular hakkında daha fazla insandan veya beğenebileceğim benzer konulardan videolar önermesini çok seviyorum. Örneğin Youtube’um sayesinde geçen kış bir video türü ile tanıştım. “january favourites from your local art nerd | books, film, music, and goals of the month” gibi başlıklarda videolarda kreatif insanlar yaratıcı beslenme süreçlerini arşivliyor ve bizimle paylaşıyor. Örneğin okuduğu kitapları, izlediği filmleri, keşfettikleri albümleri arşivliyorlar, her biri hakkında görüşlerini söylüyor, yazıyorlar. Böylelikle tükettiklerini unutma olasılığı azalıyor ve bulunduğu döneme dair bir nevi günlük tutmuş oluyorlar.


Ben de Notion’da dijital bir Her Şey Defteri tutmaya başladım. Artık yaratıcı beslenme sürecimi arşivliyorum. “Her Şey Defteri’m”; Youtube (video), kitaplar, şarkı ve albümler, filmler, sergiler ve konserler diye altı başlıktaki tablolardan oluşuyor. Her bir başlık için tabloda bulunan kısımlar çeşitlilik gösteriyor. Örneğin Youtube tablosundaki kısımlar şöyle: (videonun) Adı, Video Linki, Notlar ve Tür (bu da istediğim konuda videoları bulmak adına hashtaglar içinki kısım). Ya da Sergiler kısmı “Adı, Ziyaret Ettiğim Tarih, Kimin Sergisi, Sergi Alanı/Mekan” başlıklarını içeriyor. Mesela Kitaplar tablosuna bir kitap eklediğimde “Ad” kısmına basınca bu girdi için ayrı geniş bir sayfa açılıyor, böylelikle kitap hakkında görüşlerimi ve araştırmalarımı uzunca yazabiliyorum.


Bu bahsettiğim 6 tablonun okuduğum kitapları arşivlediğim kısmı.
Bu bahsettiğim 6 tablonun okuduğum kitapları arşivlediğim kısmı.


Bu tabloların yanı sıra sayfanın başında benim eklediğim bazı “page”ler var. Onların üzerine tıkladığınızda sizi başka bir sayfaya yönlendiriyor ve açtığınız “page”inizin konusu hakkında detaylı, tamamen kendine has bir sayfa oluşturabiliyorsunuz. Mesela bende “Yeni Websitem” adlı bir “page” var. Üzerine tıkladığımda sitemi yeni kurduğum için bir yapılacaklar listesi mevcut, aynı zamanda “BLOG YAZILARI” adlı burada yayınladığım yazıları yazdığım başka bir kısım da var. Şu an da bu yazıyı orada yazıyorum hatta.


Yine rastgele bir günde sevgili baloncuğumda bir sürü insanın “april favorites” gibi bu bahsettiğim tarzdaki videolarını izlerken canım Youtube’um bana bir video önerdi. “Digital Gardens” hakkında bir video. İlk izlediğim videodan hiçbir şey anlamayarak konuyu salmıştım ki keşfetime bir video daha düştü: Destina adlı kanalın “What's a DIGITAL GARDEN? 🌿 A better system for learning and note-taking” videosu. Video digital garden olayını bölüm bölüm açık bir dille anlatıyor. Digital Garden, temeli 90’lara dayanan sistemli, tamamlanmış yazılar yayınladığımız blog kültüründen önce insanların bir nevi ikinci beyinlerini, düşüncelerinin ham hallerini oluşturan herkese açık kişisel websiteleriymiş. Benim bu “Her Şey Defteri’m”de yaptığım gibi devamlı bir şeyler eklenen, girdiler arası bağlar bulunan canlı birer bahçe. Notion bu “bağları” tam olarak sağlayabilen bir uygulama olmadığı için belki de iyi bir dijital bahçe olamıyor. Ama fikirsel olarak Digital Garden bana çok ilham veriyor. İnsanların umumi bahçelerini/ ikinci beyinlerini görmek, zihinlerinde dolaşmak da çok isterim. İnsanların hangi medyadan ne tür bağlar kurabileceğine şahit olmak kesinilikle merak uyandırıcı çünkü düşünme süreci ya da yaratıcı süreç çoğu zaman tamamlanmayan düşünceler silsilesi değil midir? Karmaşık, kimi zaman çıkmaz sokak ama bazen de bambaşka bir şeye ilham olup sönen, doğan bir süreç. Digital Garden’lar bunu çok iyi yansıtıyor.


Kısacası ben bu seneden itibaren yaratıcı beslenme sürecimi arşivlemeye karar verdim çünkü geçmişe baktığımda, 20’lerimde beni dönemsel olarak nelerin beslediğini görebilecek olmak beni mutlu ediyor. Bu sadece uzak gelecekle ilgili de değil, gerektiğinde dönüp, bakıp, hatırlayıp kullanabileceğim şeylerin olduğu bir arşive sahip olmak zihnimi de rahatlatıyor. Eğer bunlar sizin de ilginizi çektiyse ne mutlu!!! Hemen siz de bir taneye başlayın, tek ihtiyacınız basit bir defter ya da sadece bir google doc!!

Yorumlar


bottom of page